Yaşa bağlı maküla dejenerasyonu hastalığı halk arasında sarı nokta hastalığı olarak da bilinir. Yaşa bağlı maküla dejenerasyonu hastalığında merkezi görmemizin büyük bir kısmından sorumlu olan maküla bölgesinde hasar oluşur. Bu hastalıkta merkezi görme kaybı daha ön plandadır. Bir objeye bakıldığında, onun ince detaylarını bulanıklaşır ve fark edilemez. Fakat baktığımız yerin merkezi dışındaki kısımları normal bir şekilde görülür. Örnek olarak cep telefonuna baktığınızda cep telefonu ekranı bulanık görürken ve ayrıntıları seçemezden, cep telefonunu tutan elinizi net olarak görebilirsiniz. Yaşa bağlı maküla dejenerasyonu hastalığı çok yaygın bir hastalıktır. Özellikle elli yaş sonrasındaki bireylerde en sık görülen görme kaybı nedenidir.
Bu hastalığın iki ana çeşidi vardır: Kuru tip ve yaş tip.
Kuru tip YMD olgularında retina tabakasında drusen adı verilen birikimler olur ve retina tabakası daha ince hale gelir. Hastalık ilerledikçe görme kaybı artar. Kuru tip YMD hastalığının maalesef kesin bir tedavisi yoktur.
Yaş tip YMD olguları kuru tipe göre daha az sıklıkta görülür. Bu olgularda retina tabakasının altında yeni ve anormal damarlar oluşur. Bu damarlardan sızan kan ve diğer sıvılar makalede Zaman'la bir yara dokusu oluşturur ve görme kaybı hızlı bir şekilde ilerler. Bu hastalıkta erken teşhis önemlidir. Çünkü erken teşhis edilen olgularda uygun tedavi ile görme kaybının ilerlemesi durdurulabilmektedir.
Göz muayenesi sırasında göz bebeğini genişletici damlalar sonrasında yapılan incelemede hekiminiz bu hastalık bulgularını tespit edebilir. Daha sonra ileri tetkik olarak optik konferans tomografi tavsiye edilir. Başınızı dayayıp içine doğru baktığınız bu alet ile retina ve maküla bölgesinin detaylı bir resmi oluşturulur ve anormallikler mikron hassasiyetinde tespit edilir.
Bazı olgularda ileri tetkik olarak fundus floresan anjiografi tetkik gerekebilir. Bu tetkik sırasında özel boyalı bir sıvı damaryolundan verildikten sonra retina tabakasının damar sisteminin resimleri alınır.
Koyu yeşil yapraklı sebzeler, sarı meyveler ve balık içeren dengeli bir beslenme önerilir. Sigara kullanımına son verilmelidir. Bunu yanı sıra bu hastalık türü için özel olarak hazırlanmış vitamin haplarının kullanımı da önerilmektedir.
Bu hastalıkta antiVEGF etkili ilaçların göziçine enjekte edilmesi en sık tedavidir. Bu enjeksiyonların ne sıklıkla yapılacağı ve ne sıklıkla kontrollere gelineceği hastadan hastaya değişmekte olup hasta bazlı olarak hekiminiz tarafında yapılan muayene ile belirlenmektedir.
Bir diğer tedavi yöntemi ise lazer tedavisidir. Seçilmiş olgularda yeni oluşan anormal damarların tahrip edilmesi için kullanılmaktadır.
YBMD tanısı konulan hastaların takibinde Amsler kartlarının kullanımı erken teşhis için önemlidir. Kareli bir kağıt olan bir kartlara günlük bakılarak çizgilerde kırıklık görülmesi, çizgilerin bir kısmının görülmemesi gibi durumlarda hemen göz doktoruna başvurulması önerilir.