Görme kaybı kişinin hareketliliğine, günlük yaşam aktivitelerini yerine getirebilmesini, ekonomik ve sosyal özgürlüğünü kısıtlayarak yaşam kalitesini düşürür. Bir çok göz hastalığı önemli oranda görme kaybına neden olabilir. Bu hastalıklar arasında en sık görülenleni yaşa bağlı maküla dejenerasyonunur. YBMD hastalığının yüzde seksenini oluşturan kuru tipi için onaylanmış bir tedavi bulunmazken, ıslak tipinde erken aşamalarda kullanılan bazı tedaviler bulunmaktadır. Buna rağmen birçok hastada ileri derecede görme kaybı gelişebilmektedir.
Retinitis pigmentoza ve diğer herediter retinal göz hastalıkları önemli görme kaybı yapan hastalıklar arasındadır. Bu hastalıklarda göz içerisine ışığı algılayan hücreler Zaman içinde kaybedilmektedir.
Kök hücre tedavileri ile bu her iki hastalıkta tahrip olan ya da eksikliği ortaya çıkan hücrelerin yerine konulması hedeflenmektedir. Kök hücrelerin göz içine verilmesi için sayısız araştırma devam etmektedir. Bu araştırmalarda kök hücrelerin hangi aşamada göze verilmesi gerektiği, göze hücrelerin verilmesi için en uygun yöntemin ne olması gerekitiği, kök hücrelerin verildikten sonra vücut dokuları arasında Nasıl bir yaşam izledikleri, tedavilerin yan etkilerinin neler olduğunun anlaşılması konuları yoğun bir şekilde araştırılmaktadır.
Ülkemizde ruhsat almış bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Ancak ilerleyen Zaman'larda kök hücre tedavilerinde büyük gelişmeler yaşanacağı ve hastalar için umut olacağı konusunda iyimser beklentiler bulunmaktadır.
Kök hücre tedavileri konusunda hastaların kimi Zaman mağdur edildikleri görülmektedir. Hastaların ruhsat almamış, ya da geliştirilme aşamasında bulunup da sağlık bakanlığı ve diğer kamu otoriteleri tarafından onaylanmış bilimsel çalışmaların olmadığı tedavilerden uzak durmaları kendi sağlıkları açısından daha uygun olacaktır.