Gözümüzün yapısı karmaşık bir optik sisteme çok benzer. Bu optik sistemin en dış tarafında kornea adını verdiğimiz saydam bir tabaka bulunur. Bu tabakanın kalınlığı yaklaşık yarım milimetredir. Görüntünün oluşabilmesi için gözümüze gelen ışık ışınlarının bu tabakadan geçmesi ve göz içerisine ulaşması gerekir Bu saydam tabaka gözümüzdeki kırıcılığın yaklaşık üçte ikisini oluşturur. Bu nedenle kornea yüzeyinin çok düzgün olması, optik özelliklerinin ideal durumda olması net bir görüş için gereklidir.
Keratokonus ilerleyici bir hastalıktır. Genelde ergenlik çağlarında teşhis edilirse de çocukluk çağlarında da teşhis edilen olgular olabilir.
Keratokonus hastalığında kornea tabakasında incelme oluşur ve şekil olarak değişikliğe uğrar. Kornea daha konik hale gelir. Bunun bir sonucu olarak da hastalığın erken aşamalarında korneanın kırıcılığı asimetrik ve düzensiz bir değişime uğrar. Hastaların görüşlerinde azalma oluşur. Gözlük numaralarında hızlı değişimler izlenir. Daha önceden gözlüklülerle yeterli bir görüş sağlanabilirse de hastalığın ilerlemesi ile birlikte gözlükler ile yeterince net bir görüş sağlanamaz.
Gözlükler ile net bir görüş sağlanamayan olgularda, keratokonus hastalığı için özel tasarlanmış kontakt lensleri kullanmak gerekebilir. Bazı olgularda kornea dokusu içerisine özel yapılmış halkalar ile halka tedavisinin yapılması uygun olabilir. Çok daha ileri aşamalarda ise keratoplasti, göz nakli, son çare olabilir.
Hastalığın ilerlemesini "çapraz bağlama" tedavisi ile birçok olguda durdurmak olasıdır. Özellikle erken teşhis edilen olgularda hastalık ilerlemeden ve gözde kalıcı hasar kalmadan çapraz bağlama tedavisi uygulanması çok önemlidir. Bu tedavi sırasında kornea dokusuna özel geliştirilmiş aletler ile ultraviyole ışınları kullanılarak enerji aktarımı yapılır. Verilen enerji ile kornea dokusunu oluşturan lifler arasında çapraz bağlar oluşturulur. Bu işlem sonrasında kornea dokusu daha sıkı ve sağlam hale gelir. Çoğu olgulada tek bir uygulama yeterli olur. Nadir olsa da ikinci defa uygulama yapılabilir. Çapraz bağlama tedavisi ile olguların büyük bir kısmının göz nakline ihtiyaç duymadan görüşlerini korunması mümkün olmaktadır.