Bir görüntüye baktığımız vakit baktığımız çizimlerden yansıyan ışınlar göze gelir. Ilk olarak gözün ön tarafındaki kornea olarak adlandırılan saydam dokudan geçen ışınlar daha sonra göz içinde bulunan mercek tarafından kırılarak ışığı algılayan hücrelerin üzerinde bulunduğu retina tabakasına odaklanırlar. Eğer göze gelen ışınlar retina üzerinde odaklanmazsa bulanık bir görüntü oluşur ve bu duruma kırma kusuru denir.
Kırma kusurlarını basit anlaşılması amacıyla iki ana gruba ayırabiliriz: miyopi ve hipermetropi. Miyopide ışınlar retinanın önüne odaklanırsan, hipermetropide retinanın arkasına odaklanır. Miyopi ve hipermetropi dışında bir başka grup daha kırma kusuru vardır: astigmatizma. Astigmatizmayı gözü görüntüyü odaklayan bir mercek sistemi olarak düşünürsek, oluşturulan görüntünün tek bir noktada odaklanmaya yapamaması ve bunun yerine farklı eksenlerde farklı odak noktalarının oluşması olarak düşünebiliriz.
Kırma kusurlarının sağaltımında genelde gözlükler veya kontakt lensler kullanılmaktadır. Kırma kusurlarının cerrahi yöntemler ile sağaltımı konusunda yapılan araştırmaların başlangıç yılları 1930lu yıllara kadar gitmektedir. Özellikle 1980li yıllar ile birlikte lazer teknolojisinin kullanıma girmesi ve yine 2000li yıllar ile birlikte bilişim alanında yaşanan gelişmeler ile birlikte refraktif amaçlı cerrahiler tekrarlanabilir, güvenilir ve tahmin edilebilir uygulamalar olmuşlardır.
Halen lazer ile kırma kusurlularının tedavisinde halk arasında tereddütler bulunmaktadır. Bunun büyük bir nedeni yanlış bilgilendirilmeye bağlıdır. Teknolojik olarak neredeyse kusursuz hale gelmiş olan lazer sistemleri ile yapılan ameliyatların 35 yıldan fazla bir süreye ait uzun dönem sonuçları elimizdedir. Bu sonuçlara bakıldığı vakit uygun hastalarda ve uygun yöntemler uygulandığında bu tür ameliyatlarda güvenliğin, güvenirliğin ve tahmin edilebilirliğin yüzde doksan beş düzeyinin üzerlerinde olduğu bilimsel olarak çıkarımsanmaktadır.
Kırma kusurunun cinsine ve boyutlarına bağlı olarak değişik cerrahi işlemler uygulanabilmektedir. Bu cerrahi işlemler şunlardır:
1. LASİK: Korneanın ön tarafından kapak şeklinde bir doku özel yapılmış aletler ile ya da femtosekond lazer yardımı kaldırılarak, alttaki kornea dokusuna lazer yapıldıktan sonra kapak şeklindeki kaldırılan doku yerine oturtulmaktadır.
2. Epi-LASİK: Laser yapılmadan önce korneanın en üst epitel tabakası özenle ayrıldıktan sonra alttaki kornea dokusuna lazer yapıldıktan sonra epitel tabakası yerine yerleştirilmektedir.
3. No-touch lazer: Bu işlem sırasında hiçbir aşamada cerrah göze eliyle müdahalede bulunmamakta ve tüm işlemler laser cihazı tarafından bilgisayar kontrollü olarak yapılmaktadır. Korneanın epitel tabakası lazer ile traşlandıktan sonra alttaki kornea dokusuna laser uygulanmakta ve işlem sonunda bir kontakt lens yerleştirilmedir. Üç gün sonra bu kontakt lens alınmaktır.
4. PRK: Korneanın epitel tabakası uzaklaştırıldıktan sonra alttaki kornea dokusuna laser uygulanmakta ve işlem sonunda bir kontakt lens yerleştirilmedir. Üç gün sonra bu kontakt lens alınmaktır.
5. SMİLE: Kornea üst tabakası tamamen kaldırılmadan küçük bir aralıktan laser ile kornea iç tabakalarından kesilen dokular çıkarılmaktadır.
6. Refraktif lens değişimi: Kırma kusuru laser yapılacak sınırların ötesinde olan, ya da kornea dokuları lazer yapılması için yeterli olmayan olgularda katarakt ameliyatına benzer bir şekilde göz içerisindeki lens çıkartılarak onun yerine yapay göz içi mercek konulmaktadır.